-
1 karar
резолю́ция (ж)* * *1.1) реше́ниеkarar kabul etmek — приня́ть реше́ние
2) реше́ние, постановле́ниеmahkeme kararı — постановле́ние суда́
3) стаби́льность, постоя́нствоhavanın hiç kararı yok — у пого́ды нет постоя́нства
4) темп2.makine bir karar üzere çalışır — маши́на рабо́тает в определённом те́мпе
в необходи́мом коли́честве; ни бо́льше ни ме́ньшеyemeğin tuzu karar — со́ли в пи́ще доста́точно
••- saat dört karar
- karar almak
- karar altına almak
- karara bağlamak
- kararında bırakmak
- karar bulmak
- karara kalmak
- karar kılmak
- kararında olmak
- gitmek karardayım
- karara varmak
- karar vermek -
2 resolve
n. karar, azim, niyet, önerge, yasa teklifi————————v. çözmek, ayırmak, tahlil etmek, analizini yapmak, dönüştürmek, haline getirmek, halletmek, çözümlemek, gidermek, karar vermek, karara bağlamak, karara varmak, azmetmek, aklına koymak, ayrışmak, dönüşmek* * *çöz* * *[rə'zolv]1) (to make a firm decision (to do something): I've resolved to stop smoking.) karar vermek2) (to pass (a resolution): It was resolved that women should be allowed to join the society.) önergeyi kabul etmek3) (to take away (a doubt, fear etc) or produce an answer to (a problem, difficulty etc).) çözmek -
3 beschließen
-
4 convenir
v i1 bien aller uymak◊Cette date me convient. — Bu tarih bana uygun.
2 être d'accord kararlaştırmak◊Ils ont convenu de travailler ensemble. — Birlikte çalışmaa karar verdiler.
3 il convient de gerekir◊Il convient d'être vigilant. — Uyanık olmak gerekir.
4 reconnaître kabul etmek◊Il est trop tard, j'en conviens. — Vakit çok geç, kabul ediyorum.
-
5 see
görmek; anlamak, kavramak, farkina varmak, görmek; kabul etmek, ile görüsmek, görmek; karar vermek, bakmak; görmek, görüp geçirmek, yasamak; düsünmek, düslemek, gözünde canlandirmak; ile gitmek, eslik etmek, piskoposluk
См. также в других словарях:
İKRAR — Açıktan söylemek. Kabul ve tasdik etmek. Hakkı itiraf etmek. Karar vermek. Mukarrer kılmak. * Fık: Bir kimseye diğerinin kendisinde olan hakkını haber vermek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük